-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 21 (SONBAHAR)

Öykümen Edebiyat’ın en geniş hacimli sayısı olan 21. sayımız sizlerle…
Bu sayımızda geçtiğimiz sene Kül Ormanı adlı kitabıyla roman dünyasına adımını atan Güzide Ertürk ile röportajımız yer alırken, yazar Mahmut Coşkun’u Öykü Yazmak Hikâye Olmak bölümümüzde ağırladık.
Ezgi Dalan, Gölgede Kalanlar Serisi’nde Yazar Sevim Burak’ın hayatını ve öykü kitaplarını kendine has üslubuyla anlattı.
Bu sayımızda; 13 öykü yer alırken, Kevser Özdamar Ömer Faruk Dönmez’in İblis Kurtdüşüren ile Son Röportaj kitabı üzerine bir inceleme kaleme aldı. Yine aynı yazarımız bizlere Öykülens’te fotoğrafın hikâyesini yazdı.
Ve her zaman olduğu gibi Öykümen Sözlük ve Öykümen Kütüphane yeni kelimeler ve yeni kalemler üzerine sözlerini söyledi.
İyi okumalar dileriz 😊 -
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 19 (İLKBAHAR)

Bir yazarın sorumluluğu yalnızca ne anlatacağını seçmek değil, anlatının okurla nasıl bir bağ kuracağını da öngörmektir. Hikâye, her şeyin döküldüğü bir günlüğe dönüşmemelidir. Zira sanat, her şeyden önce bir dönüşüm alanıdır; yaşananları rastgele aktarmak yerine onları seçerek, işleyerek ve anlamlandırarak yeniden kurar.
Bu bakış açısıyla, hikâyenin ve onu inşa eden anlatıcının, kendisinden başlayarak çevresine doğru dönüştürücü bir güce sahip olduğuna inanıyoruz.
Bu anlayışla hazırladığımız yeni sayımızın, okurlarımıza yeni ufuklar kazandırmasını ümit ederiz.
-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 18 (Ocak-Şubat)

Her hikâye, bir başka hikâyeyle temas eder. Öykümen hikâyenin hikâyeyle kesiştiği yerlerde iyi ve güzel olanı iyi ve güzel olanlarla buluşturmayı hedefliyor. Yazının ana fikrine uygun olarak, insanın insana yurt olduğu, hikâyelerin bizi birbirimize yaklaştırdığı ve sanatın ruhlar arasında köprü kurduğu temasını güçlendiren bir şiir pasajı ekleyebilirim. Cahit Zarifoğlu’nun İns adlı şiirinden şu dizeler, yazının ruhuna çok yakışacaktır:
“Bir insan bir insanı sevmeli bazen
Bir insan bir insanı duymalı
Bir insan bir insana bakmalı içinden
Bir insan bir insanı anlatmalı.”
-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 17 (Kasım-Aralık)

Bu sayımızda; Gülden Bulut, Gizem Çetin, Utku Yasavul, Zeynep Mungan Yılmaz, Sinem Uğurlar ve Seher Gündüz öyküleriyle yer alıyor.
Yazar Hakan Sarıpolat ile yaptığımız söyleşi ve dergimiz editörlerinden Ahmet Ergin’in Öykü Yazmak Hikâye Olmak bölümümüzde ilk kitabı Hayat Bir Sahne kitabının hikâyesi bizlerle birlikte.
17. sayımızda çok kıymetli iki bölümün açılışını yapıyoruz. Editörlerimizden Ezgi Dalan’ın Gölgede Kalanlar Serisi’nde Selçuk Baran’ı derinlemesine anlattığı yazısı ile Kevser Özdamar’ın fotoğrafın öyküsünü anlattığı Öykülens bölümüyle dergimize taptaze renkler katılmıştır.
-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 16 (Temmuz-Ağustos)

Bu sayımızda; Lale Sanem Şekercioğlu, Burak Salantur, Evşen Yıldız, Fatma Leyla Deniz, Gülden Bulut, Yağmur Kaşıkçı, Çağlayan Güneş ve Seher Gündüz öyküleriyle yer alacak.
Kevser Özdamar; Vildan Külahlı Tanış’ın ilk öykü kitabı Çizgide Bir Kukla’yı ‘’Çizgide Bir Kukla Ve Çizginin Dışındaki Hayatlar’’ başlığıyla köşesine taşıyacak.
Öykünün Resmî köşesinde çizerimiz Ayşegül Gül; “Bu Şehri Terk Etmek İçin En Uygun Saat” eserini çizdi.
Ve röportaj köşemizde dergimizin kurucularından Ahmet ile Söyleşi’miz bulunmaktadır.
Umudunuzun her daim baki kalması dileğiyle aziz okur.
Mehmet Emin ÜNAL
-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 15 (Mayıs-Haziran)

Bu sayımızda Ahmet Mücahit İlbay “Dağ Papatyaları”, Yunus Kemâl Aydoğan “Hayalbaz”, Bedire Akaray “Sigaraya Vardıktan Sonra” Irmak Çalıkuş “Yaprak”, Sümeyye Kılıç “İncinen Toprakta Bir Sardunya Çiçeği”, Ahmet Yetik “Ayazda” öyküleriyle sizi karşılayacak.
Mehmet Emin Ünal ses getiren bir ilk eser olan “Annem Zeytin ve Çay” eserinin yazarı Sibel Oğuz’la söyleşecek.
Kevser Özdamar, Muhammet Çavdar’ın “Ekmek Arası Keder” kitabına dair eleştiri yazısıyla sizinle olacak.
Okura Dökülen Yükler kısmında editörümüz Ezgi Dalan “Sizce öykü hayatın içinde nasıl konumlandırılır? Öykü türüne nereden bakıyorsunuz?” sorusuna siz değerli okurlarımızdan gelen cevapları derleyecek buna ek olarak Öykümen Sözlüğü de istifadenize sunacak.
Ayşegül Gül “Öykünün Resmi’’ köşesinde Ahmet Yetik’in “Ayazda” isimli öyküsünü resmedecek.
Ümit ederiz ki hem zihinlerde hem gönüllerde yer eden bir sayı olur. Bir sonraki sayıda görüşene dek hoşça kalın.
-
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 13 (Ocak-Şubat)

Öykümen ortaya koyduğu gayret ve özveriyle, yayımladığı eserlerle insani ve ahlâki değerleri yeniden canlandırmaya çalışıyor. Yayım süreci boyunca temele insanı alarak insani değerlerin inşa edilmesi için özveriyle çalışıyor. Güzelliğe, huzura rikkate vesile olacak bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğu inancıyla çalışıyor.
Bu sayımızda; Zemzem Gül, Emame Akman Harmancı, Ezgi Dalan, Mehmet Emin Ünal, Fatma Vildan, Mert Yamaç öyküleriyle okuru buluşturacak. Qaldarbek Naymanbay’ın öyküsünü Aşur Özdemir, M. Somerset Maugham’ın öyküsünü Beyza Şen sizler için çevirdiler. Kevser Özdamar, Erman Şahin’in “Karanfil’in İzi Kaldı”, Süleyman Çınar ise Abdullah Harmancı’nın “Aynalı Baba ve Raci” kitabı üzerine bir tahlil yazısı kaleme aldı. Genel Yayın Yönetmenimiz Yakuphan Güleç, Yazar Gökhan Yılmaz’la söyleşti. “Öykü Yazmak Hikâye Olmak” köşemizin bu sayıdaki konuğu Regaib Albayrak… İstifade etmeniz umuduyla…
Bir şeyler yapalım sevgili okur, güzel olsun.
Bir şeyler yapalım, huzura vesile olsun.
Bir şeyler yapalım, kalpleri yumuşatsın.
Mehmet Emin Ünal
Yayın Kurulu Sorumlusu -
ÖYKÜMEN EDEBİYAT SAYI 12 (Kasım-Aralık)

Bir film şeridi gibi geçiyor olan bitenler gözümüzün önünden ancak olan biten film değil, kaskatı gerçek. “Ben etimle kemiğimle bu çağdan nefret ettim yahut geldik çağı gördük ürperdik” sözlerinin mana perdesinin aralandığı günleri yaşıyoruz. Bu, bir bilinç tıkanıklığından neşet eden vahşet ve soykırım, vicdan sahibi olan herkesi derinden etkiliyor.
Bir yanda feryat figan ağlayan masum ve savunmasız siviller diğer yanda kanla beslenen ideolojik bir saplantı.
Kendisini yeryüzünün yegâne sahibi olarak görebilecek kadar nobran aynı zamanda hezeyanları olan bir güruh.
Gerek kutsal kitaplarda gerek evrensel hukuki metinlerde koruma altına alınan yaşam hakkı, insan onur ve haysiyeti, birtakım odaklarca hiçe sayılsa da bu sürecin bize yeniden ve çok canlı olarak hatırlattığı bazı hususlar var.
İnsanlık ortak bir vicdana sahiptir ve bu vicdan hâlâ yaşamaktadır. Dünyanın dört bir yanında söz konusu soykırıma ilişkin yediden yetmişe geniş katılımlı protesto gösterilerinin düzenlenmesi bunu bize son derece net bir biçimde göstermektedir.
Her ne kadar yaşatılan vahşet zifiri karanlık bir tünelde yürüyormuş hissi verse de “karanlığa küfretmek yerine bir mumda sen yak” tavsiyesine uyarak bu tüneli aydınlatmaya çalışanlar da var. İşte Öykümen böylesi bir çabaya sahip, umudunu yitirmeyen, yaşadığı çağa kalemiyle ışık tutmak isteyen genç dimağları bir araya getiriyor.


